Özet
Özet
Giriş:
Bu çalışmada toplum kökenli pnömoni (TKP) hastalarında klinik stabilite zamanının (KSZ) belirlenmesinde ardışık ölçülen pnömoni semptom skoru (PSS) ve serum C-reaktif protein (CRP) düzeylerinin rolü araştırılmıştır.
Gereç ve Yöntem:
Hastaneye yatırılan TKP hastaları Türk Toraks Derneği (TTD) TKP rehberine göre gruplandırıldı. KSZ, yapılan günlük vizitlerle belirlendi. Yatış günü, 3. ve 10. günde hastaların PSS ve serum CRP düzeyleri ölçüldü.
Bulgular:
Çalışmaya 77 TKP hastası (ortalama yaş: 41.7 ± 24; 64 E/ 13 K), dahil edildi. TTD’ye göre hastalar, 21’i Grup I-II, 26’sı Grup IIIA, 19’u Grup IIIB ve 11’i Grup IV olarak gruplandı. Tüm hastalarda ortalama KSZ 4±2.1 gün olarak bulundu. Sepsisli ve antibiyotik tedavisine yanıtsız olgularda KSZ daha uzun bulundu. KSZ > 3 gün olan grupta, (n=33) her üç gündeki ortalama PSS ve 3. gün CRP düzeyi, KSZ ≤ 3 gün olan gruba (n=41) göre daha yüksekti (sırasıyla, p=0.045, p=0.005, p=0.001 ve p=0.0001). Üçüncü günde CRP yanıtının olmaması, KSZ’nin uzamasını artıran bağımsız bir risk faktörü olarak bulundu (OR: 3.32; % 95 GA: 1.16-9.50; p=0.025).
Sonuç:
TKP hastalarında bazal PSS veya CRP düzeylerinin KSZ’nin tahmin edilmesinde faydalı yöntemler olmadığı; ardışık CRP düzeylerinde yanıt alınamamasının ise KSZ’nin uzamasına etkili, bağımsız bir faktör olduğu bulunmuştur.