Özet
Özet
Nöroendokrin tümörler grubunda sınıflanan karsinoid tümörlerin en sık görüldüğü ikinci organ akciğerlerdir. Küçük hücreli akciğer kanserlerinin aksine düşük dereceli karsinomlar olarak kabul edilir. Genellikle bronş duvarı ile sınırlı olduklarından tedavilerinde çoğu kez parenkim koruyucu rezeksiyonlar yeğlenir. Bu çalışma ile, cerrahi olarak tedavi edilmiş bronşiyal karsinoid tümör olgularımız, tanı ve tedavi yöntemleri ile uzun süreli izlem sonuçları açısından incelendi. Merkezimizde Ocak 1991-Haziran 2001 tarihlerinde cerrahi rezeksiyon uygulanmış ve yaş ortalaması 40.2±17.3 (16-65) olan 21’i kadın 32 olgunun kayıtları, geriye dönük olarak incelendi.
Yerleşim olarak her iki akciğere eşit dağılmış olan tümörlerin orijini, 10 olguda ana bronş, 20 olguda lob ya da segment bronşu ve 2 olguda ise periferik akciğer parenkimiydi. En sık rastlanan semptomlar, öksürük, hemoptizi, balgam çıkarma ve yineleyen infeksiyonlardı. Olguların 30’una (%94) fiberoptik ya da rijid bronkoskopi ile, diğer 2’sine (%6) ise eksploratris torakotomi ile tanı konuldu. Hiçbir olguda bronkoskopik tanısal işlem sırasında majör hemoraji gelişmedi. Olguların 20’sine lobektomi, 8’ine bronkoplastik rezeksiyon ve 4’üne pnömonektomi uygulandı. Histopatolojik olarak olguların 30’u tipik, 2’si ise atipik karsinoid ve çoğunluğu (n=28, %88) Evre 1 idi. Olgularımızın medyan izlem süresi 49 ay (7-126) idi ve hiçbirinde lokal nüks ya da uzak metastaz görülmedi.
Bronşiyal karsinoid tümörlerin kabul edilen tedavi şekli, mümkün olduğu kadar normal akciğer dokusunu koruyarak tümörün tam rezeksiyonudur. Doğru bir evreleme ve rezeksiyon sınırlarını belirlemek için operasyon sırasında mutlaka bronkopulmoner segment, lober ve hiler lenf bezleri örneklenmelidir.