Özet
Özet
Amaç:
Astım tekrarlayıcı hava yolu obstrüksiyonu ile karakterize kronik bir hastalık olması nedeniyle hastaların yaşam kalitesini etkilemekte ve ruhsal bozukluklara yol açabilmektedir.
Gereç ve Yöntem:
Bu çalışmada kliniğimizde astım tanısıyla takip edilen 100 hasta değerlendirildi. Hastaların demografik özellikleri, solunum fonksiyon testi parametreleri, kullandıkları tedaviler ve yıllık atak sayısı incelendi. Astım kontrol testi (AKT) ile hastalık kontrolü, Beck depresyon ölçeği (BDÖ) ile emosyonel durumları ve SF-36 ile yaşam kaliteleri karşılaştırıldı.
Bulgular:
Hastaların ortalama yaşı 55.6 ±14.9 yıl ve %75'i kadındı. Hastalık süresi ortalama 8.8±9.0 yıldı. Hastaların ortalama atak sayısı 1.5 atak/yıl ve 22 hastada hastanede yatışı gerektirecek şiddetteydi. AKT'ne göre hastaların %68'i kontrol altında değildi. Kadınların erkeklere göre AKT değerleri düşüktü (p=0.04). Hastalarımızın BDÖ ortalaması hasta grubunda, kadınlarda ve erkeklerde sırasıyla 12.9±8.6, 14.2±8.9, 9.1±6.3 idi ve kadınlarda BDÖ belirgin yüksekti (p=0.01). Çalışmayanlarda BDÖ çalışanlara göre daha yüksekti (p=0.03). AKT sonuçlarına göre kontrolsüz olan grupta tam kontrol ve kısmi kontrol düzeyine göre BDÖ değerleri daha yüksekti ancak istatistiksel olarak anlamlı değildi. Reflü yakınması olanlarda BDÖ'nün yüksek olduğu ve fiziksel fonksiyonların azaldığı saptandı (p<0.05). Astım kontrol düzeyi azaldıkça SF-36 parametrelerinden vitalite, sosyal fonksiyonlar, rol güçlüğü ve mental sağlık durumunda anlamlı azalma saptandı.
Sonuç:
Çalışmamız astımlı hastaların tedavisi düzenlenirken sadece solunum fonksiyonlarının değil, yaşam kaliteleri ve psikolojik durumlarının da değerlendirilmesi gerektiğini göstermiştir. (Tur Toraks Der 2011; 12: 139-44)